Hayata karşı isteksizlik ve umutsuzluk belki de mutsuzluğumun sebebini bulması için başkasından yardım istemek için tutum doktorun yolunu. Belki benim kaybettiklerimi o bulur amacıyla. Bir arkadaşım tavsiye etti git dedi ne var bunda. Oysa benim bulamadığım kaybettiğim umudumu o nasıl bulacaktı bunun cevabını da kendime sorular sorarak bulmaya çalıştım ama daha bir derinleşti sanırım keyifsizliğim. Kapısında oturdum doktorun. Sağıma soluma baktım tıpkı ben gibi bir kaç insan daha gelmiş kapıda bekliyorlar. Herkes birbirine acıyan gözlerle bakıyor. Yanımda oturan 17 li yaşlarında güzel yüzlü bir genç kız. Bakıyorum gözlerine sanki gözleri yok sadece derin bir boşluk kondurup gelmiş gözlerinin olduğu yere. Bakınca çukur gördüm içine girmişte sanki çıkamıyormuş yardım için gelmiş buraya. Birisi ışık tutarda belki yardım eder diye. Yanında oturan kadın büyük ihtimalle annesi kadın düzgün bir Türkçeyle kızıyla konuşuyor belli ki haline hayli bir üzülüyor. Kız ise kestirip atıyor annesini '' Bilmiyorum sürekli ağlamak istiyorum ya da sürekli uyumak nedenini bende bilmiyorum ''.Annesi daha da bir üzülüyor inceden inceye ağlıyor belli görmesin diye gözyaşlarını saklıyor. Üzüldüm nasılda güzel bir çocuk. İçerden doktorun sekreteri sesleniyor Sanem Hanım buyurun doktor hanım sizi bekliyor. Kız ayaklarını sürüye sürüye gidiyor odaya doğru annesi de yelteniyor gitmeye ama sekreterin sert ve kesin bir işaretiyle yığılıp kalıyor koltukta.
Yanıma yaklaşıyor .''Kızım daha çok gençsiniz doktora gelecek kadar ne sıkıntınız var ki .'' Gülümsüyorum teyzecim dert yaşa bakmaz ki bak senin kızın ne kadar güzel ve genç onun ne derdi var diyorum '' Üzülen gözlerle bakıyor yüzüme Sanem evimizin tek çocuğu. Biz elimizden geleni yapıyoruz belki de yaptığımızı sanıyoruz. Son iki yıldır içine kapandı. Yemek bile yemez oldu. Kimseyle konuşmuyor. Babasının haberi yok iki defa intihara teşebbüs etti. İki yıldır ilaçlarla sürekli bir uyku halinde nedeni bilmiyorum kendiside bilmiyor DEPRESYON daymış öyle diyor doktoru. İçim acıyor kendimi düşünüyorum ben duruyorum o anda sanki bütün sandalyeler insanlar etrafımda dönüyor. Kendi yaşanmışlıklarım geliyor gözümün önüne. Her şeye direncim fazlaymış gibi gelse de koca dünyada küçücük kalıyorum o anda. Güçlüyüm aslında ama içimde ki o kuyu girdap gibi içine çekiyor beni. Ben direndikçe o ısrar ediyor sanki.Dışardan bakınca kabuğum serttir benim gülümserim ama tersim çok terstir. Pire için yorganı yakarım. Gürledim mi yağmakla kalmaz tufan çıkartırım. Böyle olmasına rağmen teyzeyi ve kızını yakın buluyorum kendime. Biz Teyzeyle günlük sohbetlere geçiyoruz. Nerde çalıştığımı nerde oturduğumu falan konuşuyoruz. Kızı çıkıyor içerden sohbetin bir yerinde yaşlılara özgün bir tavırla kadın bana '' hayatta her şey insanlar için yoluna girdiğinde görürsün diyor '' Ben gülümsemekle yetiniyorum. İyi günler diyip uzaklaşıyorlar ama kızı Sanem gözlerinde ki çukuru da yanında götürüyor. Biraz daha oturuyorum sonra sıra bana geliyor.
İçeriye giriyorum kocaman bir akvaryum var doktorun odasında. Genç bir kadınmış ben daha yaşlıdır diyordum kendimce 35–36 yaşlarında güzel zarif bir bayan karşılıyor beni. Gülümsüyor buyurun diyor elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum. Hemen kalkıp gidecekmiş gibi krem rengi koltuğa ilişiyorum. Gözüm akvaryumda doktorun sorduklarından çok akvaryumla ilgileniyorum. Dikkatini çekmiş olacak ki sevdin galiba diyor tüm sıcaklığıyla '' evet'' diyorum çok güzeller.Aklımdan geçenleri okumuş gibi suyun sesi huzur verir insana iyi geliyor bana çok güzeller bence de diyor . Birbirimize bakıp gülümsüyoruz karşılıklı. Sende al evine bir tane iyi gelir belki diyor. Ben kendime bakamıyorum onlara nasıl bakacam ölürlerse çok üzülürüm sonra. Biraz daha sohbet ediyoruz doktor hanımla yaşlı teyzenin sorduğu soruların nerdeyse bire bir aynısını soruyor. Bende cevaplıyorum .'' Sana ilaç yazacağım '' İlaç istemiyorum uyumak istemiyorum diyorum ya da bu yaşadığım her neyse geçip gitmesi için ruhsuzlaşmak istemiyorum. Bunlar uyuman için değil kendini daha iyi hissetmen için mecbursun içmeye. Tamam diyorum o zaman az yazın dozajları ağır olmasın .Kadın kafasını kaldırıyor biraz tatlı sert bir ifadeyle anlıyorum işine burnumu sokmuştum .İç sesim bırak yazsın içmezsin almazsın olur biter diyor .15 gün sonra görüşürüz . Ben hemen ayağa fırlıyorum görüşürüz diyorum gülümsüyor bende teşekkür edip ayrılıyorum odadan.
Sokağa çıktığımda tuhaf bir his kaplıyor içimi .Niye gittiğimi bile bilmiyorum o doktora iç sesim sesleniyor hayatta olan her şeyin bir sebebi vardır .Oraya gidişinin de var .Ayaklarım beni bilmediğim bir sokağa götürüyor .Eve dönerken kucağımda iki balık birde küçük bir fanusla irkiliyorum sanki ne zaman aldığımı bilmiyormuş gibi.Eve getirdim ismimler koydum baş köşeye oturttum bu balıkları .Biri ZENCEFİL diğeri TARÇIN çok güzeller .Artık evde 3 kişi olduk akşam kitabımı alıp yerleştim koltuğuma .15 gün sonra iyileşecek miyim kaybettiklerim gelecek mi geriye .''Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır dedi iç ses .Bu da doğdu -büyüdü artık orta yaşını aştı yaşlandığı günler yakın sonu yakın dedi .Gülümsedim yine yeniden GÜLÜMSEDİM daha fazlası gelmiyor ya elimden .Her kapıyı açar diye öğrettiler işte en iyi yaptığım şey GÜLÜMSEMEK onu yaptım gece gece karşılığını bulur mutlaka günün birinde bir yerlerde.....
Yanıma yaklaşıyor .''Kızım daha çok gençsiniz doktora gelecek kadar ne sıkıntınız var ki .'' Gülümsüyorum teyzecim dert yaşa bakmaz ki bak senin kızın ne kadar güzel ve genç onun ne derdi var diyorum '' Üzülen gözlerle bakıyor yüzüme Sanem evimizin tek çocuğu. Biz elimizden geleni yapıyoruz belki de yaptığımızı sanıyoruz. Son iki yıldır içine kapandı. Yemek bile yemez oldu. Kimseyle konuşmuyor. Babasının haberi yok iki defa intihara teşebbüs etti. İki yıldır ilaçlarla sürekli bir uyku halinde nedeni bilmiyorum kendiside bilmiyor DEPRESYON daymış öyle diyor doktoru. İçim acıyor kendimi düşünüyorum ben duruyorum o anda sanki bütün sandalyeler insanlar etrafımda dönüyor. Kendi yaşanmışlıklarım geliyor gözümün önüne. Her şeye direncim fazlaymış gibi gelse de koca dünyada küçücük kalıyorum o anda. Güçlüyüm aslında ama içimde ki o kuyu girdap gibi içine çekiyor beni. Ben direndikçe o ısrar ediyor sanki.Dışardan bakınca kabuğum serttir benim gülümserim ama tersim çok terstir. Pire için yorganı yakarım. Gürledim mi yağmakla kalmaz tufan çıkartırım. Böyle olmasına rağmen teyzeyi ve kızını yakın buluyorum kendime. Biz Teyzeyle günlük sohbetlere geçiyoruz. Nerde çalıştığımı nerde oturduğumu falan konuşuyoruz. Kızı çıkıyor içerden sohbetin bir yerinde yaşlılara özgün bir tavırla kadın bana '' hayatta her şey insanlar için yoluna girdiğinde görürsün diyor '' Ben gülümsemekle yetiniyorum. İyi günler diyip uzaklaşıyorlar ama kızı Sanem gözlerinde ki çukuru da yanında götürüyor. Biraz daha oturuyorum sonra sıra bana geliyor.
İçeriye giriyorum kocaman bir akvaryum var doktorun odasında. Genç bir kadınmış ben daha yaşlıdır diyordum kendimce 35–36 yaşlarında güzel zarif bir bayan karşılıyor beni. Gülümsüyor buyurun diyor elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum. Hemen kalkıp gidecekmiş gibi krem rengi koltuğa ilişiyorum. Gözüm akvaryumda doktorun sorduklarından çok akvaryumla ilgileniyorum. Dikkatini çekmiş olacak ki sevdin galiba diyor tüm sıcaklığıyla '' evet'' diyorum çok güzeller.Aklımdan geçenleri okumuş gibi suyun sesi huzur verir insana iyi geliyor bana çok güzeller bence de diyor . Birbirimize bakıp gülümsüyoruz karşılıklı. Sende al evine bir tane iyi gelir belki diyor. Ben kendime bakamıyorum onlara nasıl bakacam ölürlerse çok üzülürüm sonra. Biraz daha sohbet ediyoruz doktor hanımla yaşlı teyzenin sorduğu soruların nerdeyse bire bir aynısını soruyor. Bende cevaplıyorum .'' Sana ilaç yazacağım '' İlaç istemiyorum uyumak istemiyorum diyorum ya da bu yaşadığım her neyse geçip gitmesi için ruhsuzlaşmak istemiyorum. Bunlar uyuman için değil kendini daha iyi hissetmen için mecbursun içmeye. Tamam diyorum o zaman az yazın dozajları ağır olmasın .Kadın kafasını kaldırıyor biraz tatlı sert bir ifadeyle anlıyorum işine burnumu sokmuştum .İç sesim bırak yazsın içmezsin almazsın olur biter diyor .15 gün sonra görüşürüz . Ben hemen ayağa fırlıyorum görüşürüz diyorum gülümsüyor bende teşekkür edip ayrılıyorum odadan.
Sokağa çıktığımda tuhaf bir his kaplıyor içimi .Niye gittiğimi bile bilmiyorum o doktora iç sesim sesleniyor hayatta olan her şeyin bir sebebi vardır .Oraya gidişinin de var .Ayaklarım beni bilmediğim bir sokağa götürüyor .Eve dönerken kucağımda iki balık birde küçük bir fanusla irkiliyorum sanki ne zaman aldığımı bilmiyormuş gibi.Eve getirdim ismimler koydum baş köşeye oturttum bu balıkları .Biri ZENCEFİL diğeri TARÇIN çok güzeller .Artık evde 3 kişi olduk akşam kitabımı alıp yerleştim koltuğuma .15 gün sonra iyileşecek miyim kaybettiklerim gelecek mi geriye .''Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır dedi iç ses .Bu da doğdu -büyüdü artık orta yaşını aştı yaşlandığı günler yakın sonu yakın dedi .Gülümsedim yine yeniden GÜLÜMSEDİM daha fazlası gelmiyor ya elimden .Her kapıyı açar diye öğrettiler işte en iyi yaptığım şey GÜLÜMSEMEK onu yaptım gece gece karşılığını bulur mutlaka günün birinde bir yerlerde.....
31 yorum:
Ateş böcüğüm bir süre sonra bu günleri yine gülümseyerek hatırlarsın, ama bu son mudur, hayır, aynı kadının söylediği gibi: hayatta her şey insanlar için, her şey senin gelişimin için. İnsanlar en büyük gelişimi depresyon ya da başka tür ama bir miktar travmatik olaylardan sonra kayediyorlar. Eğer kendielrini o olay içinde kaybetmeyi tercih etmezlerse... Sen kaybolmayı tercih etmeyen birisin, yazdıklarından anlıyorum. Kendi keşif yolculuğunda hızlı katedeceğin mesafeler diliyorum.
:(
ne yazacağımı bilemiyorum şu an...
kimyasallar...
kullanıcak mısın?
balıklar iyi olmuş diye düşünüyorum...
ben de evcil hayvan besliyorum...
evde bir nefes oluyor ateş böceği...
az şey değildir bu...
sana muhtaç bir can...
senin sorumluluğunda...
elbette geçecek bu günler...
önemli olan...
bu günleri az hasarla atlatmak...
gülümse...
o kadar yapabiliyorsan da sadece
gülümse.
zencefille tarçın ı öp benim için :)
Aynı konumdaymışız...farklı yazılar...sonuc aynı...Gülümse....muzık guzeldı bu arada ...
asıl ilaçlar değil de balıklar çok iyi olmuş senin için ne dersin...
gülümsemişsin :)
Başak:Evet gelişmek buysa kesinlikle ben gelişiyorum kaybolurken kendimi bulurum belki günün birinde bir yerlerde arayış bu bitmek bilmez bir duygu bulduğumu sandığımda yeni bir kapı açılıyor önümde bu bir oyun aslında bitmeyen bazen kapı açılmayınca sıkılıyorum ama dirayet gösterince kapıların açıldığınıda görüyorum
sevgilerimle
absalom:Kuzu sana şimdi burdan kocaman bir gülümseme gönderiyorum o kadar çokki güldüğümü duya bilirsin kulaklarında Zencefille tarçını öpeyimderken yutarım diye korkuyorum ama senin yerine onlara şöle güzel bir ziyafet çekerim öpmüş kadar olurum ne dersin
sevgilerimle :):)
Dolunay :Evet bende çok sevdim bu müziği Gülümsedim kocaman .Farlı yazılarda aynı sonuçlar ama dünya bu bellimiolur belki aynı yazıları yazıp farklı sonuçlarla karşılaşacağımız günler yakındır :):)
Sevgimle öperim
Mayam:Evet o günün bana olan faydası zencefil ve tarçın çok güzeller bayılıyorum onlara :):)
onlarıda senide çok seviyorum ayrıca
duydum temem :)
Absalom:Gelmedimi sesim :((
absalom :Oh iyi duyduysan balıkları öpmem fikrindende vazgeçmişsindir umarım :):)
hayır vazgeçmedim efenim o ayrı bu ayrı :))
gıcıklık değil mi :)))
aşk olsun sana ( hıh ) yiyeyim yani yutarsam yenisini alacaksan senin için öperim olur biter :):)
şelale den atlayalım
ha haa iyi fikir atlamak ama bak ben öyle balıklama falan bilmek dikleme diye bir dalış tekniği geliştirdim kendime öyle atlarız :):)
adanalıysan atlarım
değilsen kıyıdan giricem bben
hıh
Adanalıyım atlarız ozaman hemde 7 sülalem adanalı :P
:)) canım benim bence ilaç yerine daha dinlendirici şeyler denesen. ne bileyim içmesen. ben pek sıcak bakmıyorum ilaç kullanımına bu alanda. insanda bagımlılık yaratmaları korkutuyor beni.
kocaman gülümse sen yinede.
nasılsa insan bir şekilde en iyi bunu öğreniyor yaşamında, bizlerde bunu çok güzel beceriyoruz maskeler yardımıyla.
kocaman öpüyorum seni yanaklarından
resim bir harika
Gözlerinin yerinde derin bir boşluk olmasa da gönlündeki yokluktan konuşan VARlığın farkındayız nasılsa.Sen depresyonda olamazsın ateş böceğim, balıkların (zencefil ve tarçın'ın) yeter sana sevgilerimle.
Efsam : Kulanmıyorum zaten ilaçları ilk defa iç sesimi dinledim :):) Evet Gülümsemek iyi geliyor balıklar ben hep birlikte yaşıyoruz onlar gülümsemeyi bilmiyorlar onlarada öğretecem yakında
sufi :Bende kendime olmamalısın şükretmelisin diyorum sonra ufacık bir ses beni kendime getiriyor kuş sesleri cıvıl cıvıl zaman zaman herkes düşüyor sanırım Gülümsemek iyidir ilaç gibi geliyor gülüyorum sizler burdasınız daha ne isterim ki ben bakıyorum ne çok arkadaşım var iyi ki varsınız hepinizi çok seviyorum :):)
doktor değil de yaşam koçu mu lazım acaba? bu doktorların da bi bildiği yaz ilaç yolla he, sinirleniyorum valla. hepsine birer sihirli değnek dağıtacağım :) onlara da uyuşturucu pazarlayan muamelesi yapılsın bence :)
Jorney to orient :Seviyorum ben senin bu hayata bakışını ne güzel ver ilaç yolla değilmi içmiyoırum ne ilaç ne bişiy daha iyiym aslında bugünlerde belliki yoluna girecek her şey iyi de zaman geçiyordiyorlar geçecek tabi neyi durdura bilmişiki herşeyin bir başlangıcı bir sonu vardır başlayan bir şeyin bitmesi iiçin zamnın geçmesi gerekir :):)
Sihirli değnek dağıtlım bencede olsun bitsin hopp bütün kurbağalar prense bütün çirklinler prensese dönüşsün :):)
psikoloğa mı gitmek lazım yoksa psikiyatra mı ? Yıllarca psikologa giden insanlar tanıyorum, gözlemlerim durumlarında bir değişme olmadığı yönünde. Psikiyatra ise 2-3 sene önce annemin ısrarları ile gittim. Doktor dinler gibi yaptı beni, kalıplaşmış birkaç soru sordu ve elini kalemine attı, bir ilaç yazdı ve bir ay sonra sonuçları gözlemlemek, konuşmak için randevulaştık ve ayrıldık. 1 ay doktorun verdiği ilacı kullandım. Her sabahta buna gerçekten ihtiyacım var mı diye kendime sordum. 1 ay sonunda gittiğimde ilacın işe yarayıp yaramadığını öğrenemedim çünkü doktorum nedensiz ve açıklamasız şekilde 1 saat randevumuza geç kalınca, randevudan vazgeçip oradan ayrıldım. İlacı da bıraktım.. Şimdi daha iyiyim, ilaçları kullandığım zaman daha iyi hissetmedim ki kendimi.. Kendimi isteksiz, mutsuz hissettiğimde ya bisikletime atlayıp pedal çeviriyorum yada kendimi doğanın içine bırakıyorum...yer mekan farketmiyor...Ama ailemin çoğu psikiyatrın verdiği ilaçları kullanıyor ve mutlulular... sanırım bu kişinin içinde bitiyor...gerçekten ihtiyacım var mı diye sormak gerekiyor...(çok uzun yazmış, saçmalamış olabilirim...içimdekileri bloguma yazmak istemiştim çok önceleri ama kısmet burayaymış..)
Kadir : HOŞGELDİN ne iyi ettinde geldin .İlaç kullanmak bazen işe yarıyor ama bir süre sonra insan balık gibi ortalığa alık alık bakmaya başlayınca bırakman gerekn zamnı biliyorsun işte bıraktığında oda seni bırakıyor karşılıklı yani o yüğzden bisiklettin pedalı sana ilaçolmuş yada gezip eğlenmek kim kendini nasıl ifade edebiliyor ve mutlu hissediyorsa öyle yapsın insan kendine iyi gelecek ilacı yine kendisi belirler ve bilir
sevgiler ..
Hoşbulduk Ateş Böcüğü...
iyi ki yazmışsın bu konuda iki kalem...banada düşüncelerimi paylaşmak mümkün oldu
teşekkürler..
Kadir :):)
( ;
geç kaldım sanırım :D
oldu baya yorum yapalı 7 sülalenin adanalı olması konusunda bana kafa tutma dostum :D
bnmde 7 sülalem adanalı hemde:D
principessa:oooo Hemşeriyiz desene süper sevdim ben bunu :):) hem kafa tutmak ne haddime
Yorum Gönder