19 Mayıs 2011 Perşembe

HANİ BAHAR MEVSİMLERİN EN GÜZELİYDİ

Saksıda kurumuş çiçeğe haksızlıktı
Yaşasın diye kafeste ki  kuşa verilen su ;
Elbet haksızlıktı kuşun kafeste mahsur kalışı
Sunturlu bir gecenin ardından yazıyorum sana
Hep kaçak dövüşlerin kahramanı olmak zordur
Bir aşkın acısını, yenisiyle temize çekmeye   çalışmakta öyle
Daha zoru temize çekmek için eski aşkı , yeni olana ihanet etmektir aslında ..
Hani bahar mevsimlerin en güzeliydi ?
Şimdi sırf iş olsun diye yol kenarlarına konulan turunç ağacının dalına
Hiç çocuk gülüşünün asılmayacak oluşu haksızlık değimli sence de..
Elbet daha kötüleri de var hayatta , annesini hiç görmemiş çocuğun
Karşı komşunun akşam yemek telaşına şahit oluşu gibi
Ama en büyük haksızlığı kendine yapar insan
Hiç olmamış birini sevmeye çalışarak..
Bilemezsin
Ne rüzgârların, eteğimi tittertiği bir bahar var artık buralarda
Ne de fırından yeni çıkmış pidenin tadı..
Portakal çiçekleri, kendine bile küs..
Kafesteki kuş ötmekten aciz
Çocuk desen ,dilsiz
Bir insanı çok sevmek
Büyük haksızlık kendine
Tarçın kokulu baharlarda
Yinede çok sevdim
(*)Ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye,
Çok şeyin adı küçük yazıldı

Bu şehirde