16 Ocak 2011 Pazar

CAN SIKINTISI




Canım sıkılırdı
Canım çok sıkılırdı
Benim canım hep sıkılırdı..


(*)Canı sıkılanlar iyi bilir.Can sıkıntısı berbattır; her şeyi daraltır.Canı sıkılan insanın hayatı dar alanlar,dar insanlar ve dar rüyalarla sımsıkı daralır.İnsanın içi çekilir kolunu kaldıracak gücü kalmaz,büzülür ve öylece kalır.Sonra uzun yıllar içinde can sıkıntısına alışır ve artık canı sıkılmayan insanlarla ilişkisini keser.

Herkesin bir yol hikayesi vardır.Kimininki kısadır kimininki uzun ,kiminki komik,kimininki esirik.Bazısı insanı çarpar,gçerken izini bırakır,bazısı dümdüz ve renksiz,bazısı gizemli,hatta tehlikelidir.Bazısı meydan okur ,bazısı illaki sizi yollara düşmeye tahrik eder...Vardır mutlaka.Herkesin bir yol hikayesi vardır.Ver herkesin  kendi yol hikayesi en önemlisidir.

Benim  yol hikayem pek ilginç sayılmaz..Bilirsiniz işte,insan kendinden bile sıkılır bir gün.Aslında insan en çok kendinden sıkılır..


(*) Buket Uzuner / Şiirin kız kardeşi öykü kitabından..

8 yorum:

Sazan dedi ki...

Bu kitabı gelince yakiciimm, hatırlat lütfen kuzum... :)

Bu arada Bizim maç Cuma akşamı, maç izlenecek ama aynı zamanda mumbar yenecek, aynı zamanda Esra öpülecek bi yer ayarlaman lazım.

Panik yok, seni de öpiciimm :)

Kartal Gol Gol Gol :)

Yüzün gülsün ullleyyyynnn, bekle beni, çok az kaldı...

Canımsın...

Profösör dedi ki...

canın sıkılırsa yüce kitaptan bir iki ayet okuyup tefsirlerden yararlanabilirsin. İnsanlık ideali olan bir kimsenin canının sıkılmasğ şıp diye geçmesi muhtemeldir.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ama en çok da kendini sever insasn bence, öyle değil mi Ateş'cim?

y. dedi ki...

yollar bitmediğini yaşayarak öğrendik, anımızın sıkıntısını ise içimizin sesinden. en çok kendinden korkar insan, en çok kendine yabancıdır o yüzden zordur yol. bilmediğin biriyle ha babam karanlıklarda gidersin, ne olacak bilemeden.

der ki, ingeborg...

"belki tanıyabilirim günün birinde suretimi,
bir güvercinde,yuvarlanan bir taşta...
bir kelime eksik! nasıl adlandırmalıyım kendimi
mecbur kalmadan başka bir dile sığınmaya."

öperim.

nil dedi ki...

"Yol dediğin nedir ki,geçer gidersin rüzgarlı kızım. Yol değil yolculuktur önemli olan.Nasıl yolculuk ettiğindir.nerede durduğun,nerede mola verdiğin,ne zaman yoluna devam ettiğin,hangi sapakları kullandığın,hangi dönemeçleri aldığın,ne zaman yavaşlayıp ne zaman hızlndığındır" der m. mungan üç aynalı kırk oda'da. nasıl yolculuk ettiğimiz yol hikayelerimiz sanırım, bazen canımız sıkılsa da kendi hikayelerimizi daha eğlenceli yapmak biraz elimizde değilmidir ateşim böceğim :)

Budeliçocuk dedi ki...

Ateş Böceği;
Ne hal bu yine,ne oluyor sana böyle,
Bırak bu can sıkıntısını,Hayat her şeye rağmen çok güzel...

Ateş Böceği dedi ki...

Bazen insan öyle bir hale bürünür ki nefes alamaz ..Tıp can sıkıntısı gibi gelir çöreklenir kalbimize ..işte böyle insan en çok kendisinden sıkılır demiş ya aslında doğru tıpkı ben gibi..

her birinize çok teşekkür ederim
sevgilerimle

okyanus dedi ki...

Benim de canım sıkılıyor,çığlık atmak istiyorum ;ama herkes endişelenir diye atmıyorum:| :/ (Bu arada Merhaba Ateş)