(*) Her şey olduğu gibi kalsın istiyorum. Ben hep bir sıfır mağlup olayım; sen hep uzak bir hayalden ibaret. Sen olduğun gibi kal. Ulaşılmaz. Dokunulmaz. Koklanılmaz. Ben olduğum gibi. Dünya olduğu gibi.
Ruhunun en çirkef, suretinin en çirkin, zihninin en çiğ hallerini biliyorum; hiçbirini gözlerimle görmemiş olsam da. Ne bir mükafat verdin bana ne bir ceza. Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de.
"Seni uzaktan seviyorum...." diye düşündü erkek içinden.
Ruhunun en çirkef, suretinin en çirkin, zihninin en çiğ hallerini biliyorum; hiçbirini gözlerimle görmemiş olsam da. Ne bir mükafat verdin bana ne bir ceza. Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de.
"Seni uzaktan seviyorum...." diye düşündü erkek içinden.
"Yaklaşmadan, anlatmadan, anlaşılmadan.... Ben seni beklentisiz seviyorum. Hiçbir şey ummadan, talepte bulunmadan, hayal bile kurmadan. Kendi içimde taşıdığım sessiz sedasız bir sır bu. Ben belki de senden çok bu sırrı seviyorum."
Sırrın senden bile güzel çünkü, senden bile özel. Sırrın bir billur kadeh, kırılmasın diye yüreğimde taşıyorum. Sırrın nazenin bir mum alevi, sırf yanmaya devam etsin diye karanlığı gündüze yeğliyorum. Kimse bilmiyor, bilmesi de gerekmiyor. Hem kim ne anlar? Ateş bu, hep düştüğü yeri yakar. Bense ne bir şeyleri değiştirmek peşindeyim, ne bir yere varmak. Ne sahip olmak derdindeyim, ne kendimi kanıtlamak. Her şey olduğu gibi kalsın istiyorum. Ben hep bir sıfır mağlup olayım; sen hep uzak bir hayalden ibaret. Sen olduğun gibi kal. Ulaşılmaz. Dokunulmaz. Koklanılmaz. Ben olduğum gibi. Dünya olduğu gibi. Merkez Efendi'nin dediği gibi, "her şey zaten dengede ve ahenkte, canım efendim. Her şey zaten merkezinde."
Ben senin ismini tarçın kokulu akide şekeri gibi tutuyorum ağzımda, damağımda, ruhumda. Kaygılarını biliyorum, yalnızlıklarını, kırgınlıklarını ve hırslarını da. Kalbinin ritmini duyuyorum; yanında olmasam, elini tutmasam da. Ruhunun en çirkef, suretinin en çirkin, zihninin en çiğ hallerini biliyorum; hiçbirini gözlerimle görmemiş olsam da. Ne bir mükafat verdin bana ne bir ceza. Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de.
Seni olduğun gibi sevdim, tüm günahların ve arızalarınla. Uzaktan sevmenin en güzel yanı bu zaten. Kimseyi değiştirmeye kalkmıyorsun. Her şeyi olduğu gibi kabulleniyorsun. Aynı gökkubbenin altında yaşadığımızı bilmek yetiyor bana. Başımızı kaldırdığımızda gördüğümüz sema aynı, yıldızlar aynı, dolunay aynı. Bunu bilmek yetiyor bana. Umurumda değil ki nerede uyuyorsun, kimin yanında.
Bacağında şarapnel parçasıyla yaşayan bir asker gibiyim. Etimde yabancı bir madde, kemiğimde bir metal parçası gibi duruyor aşkın bende. Başkası duysa korkar, "aman" der. "Nasıl olur? Böyle de yaşanır mı?" Halbuki ben alıştım. Rahatsız etmiyor beni, onu anladım. Şarapnel ve ben, gül gibi geçiniyoruz, yanyana ama karışmadan birbirimize.
"Seni uzaktan seviyorum...." diye geçirdi kadın içinden ve başını çevirdi. Bakmadı bile ondan yana. Bakması gerekmedi.
Ne güzel uzaktan sevmenin rahatlığı, hafifliği, beklentisizliği. Herkesin habire birbirinin hayatı hakkında konuştuğu bu dünyada "biz" diye bir şey olmayınca, hakkımızda konuşacak bir şey de bulamıyorlar ya, ne güzel. Özgürlük işte!
Sen özgürsün. Dilediğin zaman gidersin aklının estiği yöne. Tutsaksın bir o kadar. Mecbursun kendi sorumluluklarına, alışkanlıklarına, hayatına. Yapışmışsın kabuğuna. Hayalimdeki sen gerçek senden daha özgür aslında. Görsen, hayalimdeki seni kıskanırsın.
Seni sevdiğimi söylememekteki ısrarım bu yüzden. Her şey böyle daha duru, daha güzel. Söylesem büyü bozulur. Zaman ağırlaşır, zaman hantallaşır. Doğallık kaybolur, konuşmalar yapaylaşır. Söylesem dünya durur, bir daha hiçbir şey aynı olmaz. Sen değişirsin. Bir başka hal gelir üzerine. Bir beklenti, bir istek, bir kıvanç, gizliden gizliye bir kibir siner bakışlarına. "Aşıklar kibirli olur" demiş şair. Sevdiklerini fethedilmiş bir kale gibi görmeye kalkarlar. Bense hayat boyu susmaya razıyım, o kibiri gözlerinde görmektense.
"Böyle adama
Yaklaşmaz hiçbir güzellik
Doğduğu günden beri kalbinde bir delik,
Almak için bütün sızıları içine."
Oğuz Atay tanısa, seni anlatmak için söylerdi bunları. Bütün sızıları içine çeken adamsın çünkü. Bir de beni almanı istemem o delik kalbine.
Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar ne kanatır. Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek.Uzaktan sevmek en güzelidir bazen.
(*) Elif Şafak
22 yorum:
Lütfen :( o zaman acıya olan açığını nereden gidereceksin nasıl kanırtacaksın kendini...! Yazma güzelim koy götüne rahvan gitsin.
bu yazısını biliyorum...evet belki de en güzeli bazen uzaktan sevmek ne dersin...daha az acı , dokunmamnın ne demek olmadığını bilmediğin için yokluğunun kaldırılabilir acısı..
sensiz saadet neymiş
tatmadım bilemem ki
alnımın yazısıydın
ne yapsam silemem ki
seni uzaktan sevmek
aşkların en güzeli
alıştım hasretine
gel desen gelemem ki
"Sen özgürsün. Dilediğin zaman gidersin aklının estiği yöne. Tutsaksın bir o kadar. Mecbursun kendi sorumluluklarına, alışkanlıklarına, hayatına. Yapışmışsın kabuğuna. Hayalimdeki sen gerçek senden daha özgür aslında. Görsen, hayalimdeki seni kıskanırsın"
hani benim dün alıntıladığım kuyara- adako ile anlatılmak istenilenin bir başka ifadesi, hayalimdeki beni ben bile kıskanıyorum ateşim böceğim :)
Dokunmadan dokunulmadan uzaktan sevmek incitip acıtmasa da,yaralayıp kanatmasa da bu rahatlık hafiflik beklentisizlik cenneti harita üstünde parmakla göstermek gibi.Vazgeç güzelim uzaktan sevmekten, dokunabilmek en güzeli.
Aşk ulasılmayanadır
ulasıldıgında bıter
sırları dökulur
uzaktan sevmek
ask ı ölumsuzlestırır
nazım hıkmet bıle demıs kı
ben sen de ulasılmazlıgı sevıyorum.
biliyor musun her güne bir işaret düşüyor son zamanlarda. ben artık vazgeçtim dediğim anlarda hep bir iz çıkıyor karşıma ondan yana. bugününki de senin sayfandan çıktı işte...
"Kedinin cigere baktığı gibi"
Uzakları yakın yapan düşlerimiz var bizim,kimsenin bilemediği..Onun içindir ki herşeyi uzaktan severiz biz,incilmeden,inciltmeden...Öylesine..
sevgilerle...
Hacivat :Şu anda kavga edemiyorum seninle demiştim değil mi belki daha sonra :))
losstime:Zaten yokluğuna alışkınsın belki de ondandır uzaktan sevmenin hoşluğu ..
Yazgüneşi:Ah bu şarkıyı pek bir severim şimdi yeniden dinlemeliyim :)
sufi: Alına bakarsan öyle ,ama bazen işte insan aklının gelgitlerine yüreği el koyuyor istese de istemese de yürek el koyduğunda ne uzak tanıyor ne yakın seviyor işte ..
öykü :Nazım boşuna dememitir değil mi ? ki hasreti ve sevdayı yıllarca nasıl taşımıştır omuzlarında ve hani yine bir yerde demiştir ya ..
belki ben sana sevmeyi ögretemem
ama sen de bana unutmayi ögretemezsin
bu mevsim ki,yollarda zakkumlarin açtigi
çok yakinlarda sabahlardan bir sabah
seni gerçekten insanca kucaklasam sımsıkı
ve yüregimi avuçlarina koysam,ne dersin ?
belki ben sana kavusmayi ögretemem
ama sen de bana ayriligi ögretemezsin
beenmaya : Peki ya sana ne demeli ,ben senin sayfana her gelişimde kendimi bulup çıkıyorum ..
sen canımsın ve dahi cansın
Profösör :Kedi ciğere baka baka hep kasap açmak istermiş :) umut işte aynı ona benzer uzaktan sevemkte
ELİF :Uzaktan severiz biz çünkü incitmek ve incitilmek istemeyiz..çünkü insan hep en yakınlarından zarar görür canım dediklerinden ..
bazısı becerebiliyor işte uzaktan sevmeyi, dahasını beklememeyi. Oysa ne kadar zordur...
nil: bazen insan kendisine bir dünya kuruyor öyleki gerçekliği insanı baştan çıkartıyor :)
ateş böcekleri kovalasın seni
gereksiz adam :Çok zor elbette ama sanki gerçek aşk böyle bir şey ..
Sevmek ,bir yürek eylemidir..
Yürek için mesafe sözkonusu olabilirmi..
Mesafe aklın eylemlerinde bir şey ifade eder..
çünkü akıl ölçer biçer hesap yapar..
sonra da uzak-yakın,az-çok v.s. der..
Ama yürek hesap yapmaz...
Yürek ülkesinde bütün duygular aynı mesafede yaşanır..
Saf ve samimi..
Evet yürek tahtında aslolan sevmektir..
Uzak veya yakın...
Çok da önemli değil...
Ya da yakından sevmenin...
Yani yakin bilgisinin yani gerçeğin..
Çıplak yüzünü görmeğe katlanamayanlar için..
Ve de daha az acı çekmek için...
Galiba uzaktan sevmek...
En iyisi..
Yakını yaşamak...
Adam gibi yaşamaksa bir başka güzel tabii...
Uzaktan sevmek?
Uzak ne ki?
kaç kilometre ?
Aynı yatakta sırt sırta, milyon kilometre uzakta uyudun mu hiç?
Ya da, başka şehirlerde burun buruna ?
Hem bazı insanlarla ilişkiler, güneşle gezegenlerin ilişkisi gibidir bilir misin?
Hayat ancak dünya mesafesinde durduğun sürece vardır..
merkür olmaya kalkmak , intiharın ta kendisidir..
Yorum Gönder