6 Aralık 2010 Pazartesi

MEKTUPLAR / DURMAK

Buselik Makamına-MFÖ



Dostum,yaşamak insan içindir ,yolculuklar ,kavgalar ,kırıklar,yaralar ve hatta akıp giden zaman.Bunca şey arasında insana durma hakkı tanımıyor ,hayat.Bir yerlerde dur düğmesi olsa keşke..Ya da ,sıkıldığında bir başkasıyla yer değiştirme şansı verilse mesela.


Havada müthiş bir yağmur kokusu var . Nasıl güzel yağmurun sesi . Balkona minderi attıp şehri seyrediyorum.Şehir ışıl ışıl,insanlar evlerine çekilmiş.Karşı evin penceresinde,küçük bir çocuk burnunu pencereye dayamış benim gibi yağmuru izliyor .Kimbilir aklından neler geçiyor.Bir de şu bekçi köpeği ,her gece huzursuz dolaşıyor ortalıkta .Diğer köpeklerden hep ayrı bir başına geziyor biraz tembel.Ancak onunla aramızda ki ilişki bir başka ,her sabah beni işe yolcu ediyor hiç bıkmadan ..Her akşam dönüş saatimi bekliyor apartmanın kapısından girene kadar.Bir ayağı hafif aksıyor .Bana benziyor biraz,sessiz sakin ..Kimseye havlamıyor,kimseye hırlamıyor susuyor .Dostum, sanırım bu köpek kendini insan sanıyor.Bir süre öylece onu izliyorum.Nasıl bezgin yağmurdan kaçıp karşı Emlakçının ,saçakları altına gizlenmiş ama ısılanıyor olmak umrunda değilmiş gibi kuyruğunu sallıyor umursamazca.İnsan bazen onun gibi öyle durmak istiyor.Sonra halime gülüp oturduğum minderden kalkıyorum uyku tutmayan gözlerime iyi gelmez ama geceme en iyi arkadaş bol köpüklü ,orta şekerli bir Türk kahvesi ,ne garip değil mi insan kendi ülkesinin kahvesini isterken bile yabancılaşıyor kendine.Yani insan böyle böyle ötekileştiriyor kendini.

Ocağın başında ,bir elimde cezve diğer elimde fincan.. Bazen keşke hep böyle kalsam diyorum..Beşer yıllık aralıklarla hayatıma baktığımda ,ne kadar değiştiğimi ya da ne kadar değişmediğimi görebiliyorum.Kahvenin köpüğüne öylece dalıp yaşadıklarımı gözden geçirirken..Birden tüm kalbimle ,bütün güneşli öğleden sonralarıma,gülümsemelere,yağmurda şemsiye olanlara,hiç tanımadığım bir şehirde evini açan arkadaşıma,huzurlu bir evde içtiğim bir bardak çaya,görmediğim yerleri görebilmenin mutluluğunda bana eşlik edenlere ,hoşgelenlere,hoşbulanlara , bütün iyi niyetlere,iyikilere şükrediyorum.Ve yüksek sesle diyorum ki kendime '(* )Dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey '

Kahveyi yapmayı bitirdim,bekçi köpeği hala kuyruğunu sallıyor ve ben dilini bilmediğim ,kimseyi tanımadığım bir ülkeye yolculuğa çıkıyorum.Küçük bir bavul hazırladım.İnsan kendine yaptığı yolculuklarda bile bir bavul dolusu anıyı taşıyor yanında..Ne zaman dönerim henüz bilmiyorum,şimdilik kıyı bir hayli uzak.Zaten zamanın önemi yok..Merak etmeyesin döndüğüm de seslenirim.Ama şimdi sadece kendimle ,kimseyi yanımda götürmeden göl gibi dalgasız ,durgun içine kapanık,dilsiz olmaya gidiyorum..Çünkü;bazen durmak gerekir hiç bir şey yapmadan öylece..





Fotoğraf:Devinart
(*)Zülfü Livaneli

15 yorum:

y. dedi ki...

hep aradığımızda belki, belki de hep koştuğumuzdan, oysa bir kez dursak, adresini bulacak mektuplar. söylemek istediklerimizi bilecek dostlarımız, sevgilimiz. ama kolay değil açmak yüreği, değişimleri, varoluşumuzu. kolay değil ama dursak, durulacak sular.

çok uzun zaman gitmiş, bavullarına sığınmış y. gözleri nemli nemli olarak okudu bu yazıyı.

Erkan Şen dedi ki...

İki dakika öncesinde dinliyordum "Buselik Makamına" yı ve diyordum ki...

Ne diyordum sahi?

Dalmışım bir ara,

"Leyla'dan geçme faslındayım,
Mevlâ'yı bulma yollarında
...
Aşk için söylenen her söze kandım.
Pervane misali ateşe yandım.
Gördüğüm her dilber ateştir bana.
Mecazi aşka inandım güneşli havalarda..."

tam da şu mısralarda olsa gerek.

Ne diyordum sahi?

Kendime yolculuk?
Bir başka memlekete?..

Sahi, sen ne diyordun?..

Elif Gizem dedi ki...

"Türk kahvesi ,ne garip değil mi insan kendi ülkesinin kahvesini isterken bile yabancılaşıyor kendine.Yani insan böyle böyle ötekileştiriyor kendini."
Bu ne güzel bir yalnızlık tanımıdır. Bazen kendi kendimize bile yabancılaştığımız o anlara ait ne güzel bir tanımlamadır...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ateş'cim bu gün sözleştiniz mi ne?
Herkes sayfasına benim en sevdiğim şarkıları koyuyor:)

Sazan dedi ki...

Durmak gerekir evet, haklısın, durulmak...

Bende dursan, beraber durulsak, isteyince konuşup, isteyince sussak...

Ruhlarımız yoruldu belli ki...

Valize de gerek yok yahu, al gel kendini, evi de biliyorsun hem... Ve kırmızı köşeyi...

malikocas dedi ki...

Çünkü;bazen durmak gerekir hiç bir şey yapmadan öylece..

bazen hiç bir şey yapmamak daha iyidir...

ayşegül dedi ki...

bana yazılmış gibi okudum mektubu böcüküm.rüzgara bırak ruhunu arınsın,durulsun,dinlensin hem de. öpeyim sonra ben o güzel ruhu..

Ateş Böceği dedi ki...

y.@Bazen insan gerçekten durmak istiyor ,gözlerin nemlenmesi bundandır .

Ateş Böceği dedi ki...

Erkan!!
Hepimiz aslında aynışeyleri söylemlemiyormuyuz..Ne çok benziyoruz birbirimize değil mi ? İnsanın en zor keşfettiği yine kendisidir..

ben yine ve ısrarla derim ki..

Leyla'dan geçme faslındayım,
Mevlâ'yı bulma yollarında
...
Aşk için söylenen her söze kandım.
Pervane misali ateşe yandım.
Gördüğüm her dilber ateştir bana.
Mecazi aşka inandım güneşli havalarda..."

Ateş Böceği dedi ki...

Elif GizemqÖyle değilmi insan kendi ülkesinin kahvesini isterken bile ,başına Türk kelimesini ekliyor nasılda yabancılaşıyor..

Ateş Böceği dedi ki...

özlem @Ben MFÖ bütün şarkılarını seviyorum ki :)

Ateş Böceği dedi ki...

Sıradan Bir Sazan@Euhlarımız ne çok yoruldu..Durulmak lazım sana gelirim evi biliyorum ,kırmızı köşeye oturup dizlerine uzanırım biliyorum dostum aslında insan sadece kendine benzeyeni seviyor ,kendi gibi olanı sadece bir farkla sen orda yalnız ben burda yalnız..

Ateş Böceği dedi ki...

malikocas@Bazen hiç bir şey yapmamaktan öte kendine yoluluk etmek iyidir..

Ateş Böceği dedi ki...

AyŞeGüL@Ruhundan öpmek ne güzel dedin artık kimse ruhundan öpmüyor ötekinin ..hep yüzeysel.

tabi durulurum,dinlenirim ama ruhum hep özgür şimdide öpebilirsin :)

ayşegül dedi ki...

öptüm gitti böcüküm :))