Bir martı çığlık attı
Adam kalktı son bir kez arkasına baktı
Geçmişin anıları yüreğinde
Şimdinin acısı ciğerlerinde
Bir damla yaş kadının avuçlarında kaldı
Bir kapı kilitlendi
Kadının umutları kapı altında
Söyleyemediği sözler gözlerinde
Bir tutam saç adamın avuçlarında kaldı
Bir rüzgar esti savurdu
Fırtına girdi aralarına
Küçücük bir mektuba gizlendi kelimeler
Adamın aklı kadında
Kadının yüreği mektupta kaldı
Bir fotoğraf karesinin anısı
Sonranın özlemine karıştı
Sararmış mektubun izleri
Tuz buz olmuş iki yürekte saklı kaldı
Adam kalktı son bir kez arkasına baktı
Geçmişin anıları yüreğinde
Şimdinin acısı ciğerlerinde
Bir damla yaş kadının avuçlarında kaldı
Bir kapı kilitlendi
Kadının umutları kapı altında
Söyleyemediği sözler gözlerinde
Bir tutam saç adamın avuçlarında kaldı
Bir rüzgar esti savurdu
Fırtına girdi aralarına
Küçücük bir mektuba gizlendi kelimeler
Adamın aklı kadında
Kadının yüreği mektupta kaldı
Bir fotoğraf karesinin anısı
Sonranın özlemine karıştı
Sararmış mektubun izleri
Tuz buz olmuş iki yürekte saklı kaldı
14 yorum:
çok güzel arkadaşım,tebrik ederim..Martının hikayesini de biliyorsundur umarım, ama ben yine de yazacağım buraya , bloğumda da yer vermiştim: kimsenin kimseye vaktinde yetişemediği başlıklı blok yazım ...
Sizin bu şiiriniz de o hissiyatları içeriyor!!!
Bu hikayeyi daha önce mutlaka duydum, okudum, ancak bana bir arkadaşımın anlatışından olsa gerek,hissettim bu hikayeyi...Sağolsun hemen bana orjinalini göndermiş ,ben de sizlerle paylaşmak istedim.Duygularımı hikayenin sonuna yazmayı düşünüyorum.Bundan yüzyıllar önce önce deniz aşırı, çok güzel bir ülke varmış.Tabi her masalda olduğu gibi bu masalda da o ülkenin bir kralı ve tabii ki bir de prensesi varmış. Prenses dünyalar güzeli imiş.Kral ona bakılmasını yasaklamış, her gün dolaşmak için saray muhafızları ile sarayın dışına çıkacağı ilan edildiğinde halk eğilir ve gözlerini kapatır ya da evlerine kaçışırmış. Onu görmenin bedeli ölümle cezalanmakmış .
Günlerden bir gün yine prenses dolaşmak için çıktığında; fakir bir köylü delikanlı herşeyi göze alarak başını kaldırmış ve prensesle göz göze gelmişler... O an fakir delikanlı prensese inanılmaz bir aşkla tutulmuş.Prensesin derin bakışlarının da boş olmadığını düşünmüş ve günlerce uyuyamamış. Fakir delikanlı ölümü bile göze almak pahasına, prensesi bir kere daha görmek için uğraşmış durmuş. Bu arada güzel prenses de onu tutulmuş onun zarar görmemesi için günlerce kendini saraya kapatmış.Sonunda dayanamayan fakir delikanlı her şeyi göze alarak gizlice sarayın bahçe duvarına tırmanmış ve prenses ile bir kere daha göz göze gelmişler.Fakir delikanlı hemen duvardan atlamış ve prensesle konuşacağı anda saray muhafızlarına yakalanmış. Kralın karşısına çıkarılan delikanli ölümle cezalandırılacağını bildiğinden, krala prensese duydugu aşkını anlatmış.Kral ölüm emrini vereceği anda prensesin yalvarışlarına dayanamayarak delikanlıya başka bir ceza vermeyi kabullenmiş.Hemen bir gemi hazırlattıran kral, gidilebilecek en uzaktaki adaya bir fener yaptırmış ve fakir delikanlıyı da o adada yanlız yaşamaya mahkum etmiş...Aradan bir kaç ay geçmesine rağmen prensesi unutamayan delikanlı prensese olan aşkını kağıtlara dökmüş ve martılara anlatmaya başlamış...
Artık bütün martılar fakir delikanlının prensese olan aşkını anlamış ve yazdığı mektupları prensese götürmeye başlamışlar... Zamanla prensesin de yazmış olduğu mektupları fakir delikanlıya götüren martılar aracılığı ile iki gencin arasındaki aşk iyice büyümüş. Ta ki... Bir sabah sarayın bahçesinde kahvaltı yaparken prensesin odasının penceresine ağzında bir mektupla konan martıyı kralın görmesine dek. Tabii korkulduğu gibi olmamış... Martıların bile aracı olduğu ,iki gencin arasındaki büyük aşkı anlayamadığı için kendisinden utanmış ve ağlayarak kızına sarılan kral, hemen bir gemi göndertip fakir delikanlıyı getirtip kendisi ile evlendireceğini söylemiş.
" Burada yaaa evet dedim sonu güzel biten bir hikaye işte ...tamam işte oldu işte !. Ancak devamını dinleyince ;" Bunu duyunca çok mutlu olan prenses hemen delikanlıya bir mektup yazmış ve olanları anlatmış. Bu arada mektubu götürmek için bekleyen martıya da tüm martıların düğünlerine davetli olduğunu söylemiş.Buna çok sevinen martı mektubu bir an önce ıssız adaya götürmek için yola çıkmış. Tam yolu yarılamışken yanından geçen bir kaç martı arkadaşına haber verip hepsinin düğüne davetli olduğunu söylemek için gagasını açtığında mektubu düşürmüş. Tüm martılar hep birlikte mektubu aramaya başlamışlar. Fakat bir türlü bulamamışlar...Bu arada prensesten mektup alamayan aşık delikanlı, yazmış olduğu mektupları göndermek için bir tek martı bile bulamamış... Biraz ilerisinde uçuyorlar fakat yanına gitmiyorlar ve mektubu arıyorlarmış...Prensesin kendisini artık unuttuğunu, istemediğini, martıların da onun için yanına gelmediğini sanan delikanlı üzüntüsünden sonunda kendisini fenerden kayaların üzerine atarak intihar etmiş. Olanlardan habersiz kralın gemisi adaya vardığında fakir delikanlının soğuk bedeni ile karşılaşmışlar...
İşte o gün bugündür, martılar o mektubu ararlar. Mektubu bulup,o inanılmaz sevgiyi geri getirebileceklerine, her şeyi düzelteceklerine, inanarak hep denizler üzerinde uçuşup dururlar...Gerçektende böyle olduğuna inanıyorum.Martıların deniz üzerinede uçuşları diğer kuşlara nazaran farklıdır.Karnını doyurmak için olsa , avına sessizce yaklaşması gerekmez mi ? Oysa onların uçuşlarında , seslerinde bir farklılık vardır..Aşlarını yaşayamayan delikanlı ile prensese gelince onlarınki kimsenin kimseye vaktinde yetişemediği aşklardandı. Aşk, onlar için sevdiğinin arkasından son kez bakarak susup beklemekti. Onların ki bir ömürlük ızdıraptı..
Böyle bölerek yolladım yorumumu , tüm kabul etmedi :)))
çok güzel yazmışsın.kazım koyuncuyu bende çok seviyorum ayrıca.yazışmak dileğiyle
çok güzeldi çokkk...
kutlarım... bi ara;)
klavyedostlugu : Ben bu hikayeyi bilmiyordum okudum ve çok beğendim paylaşımın için çok teşekkür ederim
hoşgeldin
sevgiler
SerpiL : Ayrıcada yazışırız :):)
Bende çok severim hayata bakışını insanlığını ışıklar içinde uyusun
sevgiler
teşekkür ederim hoşgeldin
beenmayaŞ. Senin sözlerinin yanında benimkilerin lafı bile olmaz eh işte bende kendi çapımda karalıyorum :):)
Öperim sevgiyle
The İbrahim Ortach : Hımm beklerim bayramdan önce harçlıkla beraber :):)
Teşekkür ederim
Belki birbirlerini yine yokluklarında bulurlar kimbilir.
Ne adam saçı bırakır elindeki...
Ne de kadın bir damla yaşı...
Çok güzeldi yüreğine sağlık.
Yorum Gönder