Her şey bir gün doğar ve ölür.Bir üretim tarihi vardır acının ve son kullanma tarihi geldiğinde eskilerle birlikte tavan arasına kaldırılır.Öbürlerinin yanında kullanılıp da tekrar acıtacağı zamana kadar bekler kimi zaman çok tozlu olanları çıkartırız.Hafifçe tozunu alır sonrada kullanılmak üzere ısıtır başlarız geçmişin her bir sayfasında yolculuğa.Bir süre sonra analarız ki yenileri kadar acıtmıyor .Bayatlıyor acılarda ,mutluluklarda….
Beterinde beteri vardır deyip. O gün öyle can yakan anılarımız şimdinin rüzgârında unutuluyor. Unutuyor mu insan yoksa hatırlamak istemediğinden midir o zaman yük olan sancılar artık acıtmaz oluyor bunun dengesi hangi duyguda gizli unutmak, usanmak, yorulmak, bıkmak bilmiyoruz. Daha ağır yükler sırtlayınca eskileri hafif kalıyor aslında ben o zaman acı çekmemişim denip yeniye hazırlıyor insan kendini..
En çok yalnızlığa ve bırakıp gitmeler alışmalı. Her an hazır olmalı terk edilmeye. Gidenlerin arkasından tutulacak yas ve acıya.Her fırsatta kafamıza vurula vurula söylenen YALNIZ GELDİN YALNIZ GİDECEKSİN DUYGUSUNA .İçinde taşıdığın koca denizin bir gün kuruyup çöle dönüşeceğine .
İnsan ne yaparsa yapsın yalnızlığı göze almalı doğruyu söylerken de yalanı pervasızca kullanırken de. Severken acı çekerken hep bir yalnızlık var ruhumuzda. Kimseye anlatılamayan kimsenin anlayamadığı. Başka insanların acılarını da görüp kendini avutma duygusu yer edinmiş hayatın merkezinde. Buna kimisi şükür der kimisi var olanla yetinme…
Bırakıp gidecek kadar yürekli ve cesaretli olmalı. Her an bir bavul taşımalı yanında duygularından hazırladığı. Ve bu bavulda sadece yalnızlığını götürdüğünün bilincinde çıkmalı yola. İnsanı bırakıp gitmeyecek olan tek duygusu yalnızlıktır. Bütün duyguları geride bırakıp onu almalı yanına. Yalnızlıkla mücadele etmek boşuna her insan mutlaka yalnızdır şu hayatta. Benim bavulum hep hazırda kimseye ihtiyacım yok şu hayatta kendimden başka. Ben varsam mutluluklarım var ben varsam acılarım var.
Şimdi gidiyorsun ya yalnızlığını da al yanına. Sen istesen de o bırakmaz seni. O öyle bir duygudur ki kimi zaman kalabalıklaştırır yüzdüğün denizleri.
Beterinde beteri vardır deyip. O gün öyle can yakan anılarımız şimdinin rüzgârında unutuluyor. Unutuyor mu insan yoksa hatırlamak istemediğinden midir o zaman yük olan sancılar artık acıtmaz oluyor bunun dengesi hangi duyguda gizli unutmak, usanmak, yorulmak, bıkmak bilmiyoruz. Daha ağır yükler sırtlayınca eskileri hafif kalıyor aslında ben o zaman acı çekmemişim denip yeniye hazırlıyor insan kendini..
En çok yalnızlığa ve bırakıp gitmeler alışmalı. Her an hazır olmalı terk edilmeye. Gidenlerin arkasından tutulacak yas ve acıya.Her fırsatta kafamıza vurula vurula söylenen YALNIZ GELDİN YALNIZ GİDECEKSİN DUYGUSUNA .İçinde taşıdığın koca denizin bir gün kuruyup çöle dönüşeceğine .
İnsan ne yaparsa yapsın yalnızlığı göze almalı doğruyu söylerken de yalanı pervasızca kullanırken de. Severken acı çekerken hep bir yalnızlık var ruhumuzda. Kimseye anlatılamayan kimsenin anlayamadığı. Başka insanların acılarını da görüp kendini avutma duygusu yer edinmiş hayatın merkezinde. Buna kimisi şükür der kimisi var olanla yetinme…
Bırakıp gidecek kadar yürekli ve cesaretli olmalı. Her an bir bavul taşımalı yanında duygularından hazırladığı. Ve bu bavulda sadece yalnızlığını götürdüğünün bilincinde çıkmalı yola. İnsanı bırakıp gitmeyecek olan tek duygusu yalnızlıktır. Bütün duyguları geride bırakıp onu almalı yanına. Yalnızlıkla mücadele etmek boşuna her insan mutlaka yalnızdır şu hayatta. Benim bavulum hep hazırda kimseye ihtiyacım yok şu hayatta kendimden başka. Ben varsam mutluluklarım var ben varsam acılarım var.
Şimdi gidiyorsun ya yalnızlığını da al yanına. Sen istesen de o bırakmaz seni. O öyle bir duygudur ki kimi zaman kalabalıklaştırır yüzdüğün denizleri.
20 yorum:
sevdiğim FD şarkılarından biridir "yalnızlığım sana emanet", nedense okuyunca o geldi aklıma...
yalnızlık mikrop gibi bölünüp aynıyla çoğalıyor olabilir mi, hani diyorum bizimle kalıyor ama dokunduğumuza da yapışıyor mudur bünsesi zayıf düşmüşken!?...
"Yalnız geldin, yalnız gideceksin"
bu söz tam benim için...tabii baktığın noktada önemli :)
iyide bance herkes yalnız gelip yalnız gidiyor ki. etraında birileri olduğunu sanalar yanılıyor aslında. onlar varkende yalnız değilmiyiz aslında, biz sadece yalnız olmadığımız masalı ile avutuyoruz kendimizi:) eh olsun varsın,
yalnızlık benim
eski sevgilim
yalnızlık benim
en vefalı yarim
ben onu kimler için terkettim
o beni bırakmıyor diyor bir şarkı da...
ben de şöyle yazmışım vakti zamanında;
Bir yara gibi...
Hani içinde bir yerde, senin bile farkında ol(a)madığın, gözle görülmeyen bir yanında mesela, artık senin ayrılmaz bir parçanmış; elin, gözün, kulağınmış gibi taşıdığın, her canın sıkıldığında, acıdığında veya acıttığında başkalarını istemeden, bir günün bir diğerine uymadığında mesela, kendini bilmediğin huysuz ve umarsız zamanlarında, içindeki boşluklar üşüdüğünde, şimdiye kadar kaç kişiyi üşüttüğünü düşündüğünde, başkalarına az kendine fazla geldiğinde, ya da tam tersini hissettiğinde, yakalayamadığında akıp giden zamanı, tutamadığında her istediğinde istediğin yerinden hayatı, kendini hep geç kalmış hissettiğinde, ama yetişmek için artık çabalamadığını farkettiğinde, sürekli anlaşılmadığından şikayet ettiğinde, ama sen anlatabildin mi bilmediğinde, gün bitişlerinde, mevsim geçişlerinde, her sene sana bir yaş daha eklendiğinde, bir sevgiliden ayrıldığında, bir başkasına sil baştan aşık olduğunda, bir dosta kırıldığında, ailene gücendiğinde, kimi zaman hiç sebebsiz, kimi zamansa sebebini bile bilmediğinde, el yordamıyla çabucak bulup da yerini, bir anda gün yüzüne çıkardığın, tatlı-sert kaşıyarak, canını acıtarak hatta tekrar tekrar kanattığın, ve o kan dinip o sızı geçene kadar, hani tekrar kabuk bağlayıp da içindeki o vazgeçilmez ama bir o kadar da farkedilmez yerini alana, sen kendi içinden çıkıp da tekrar yaşamla bağını kurana kadar, hem kendi hayatına hem de başka hayatlara kan kırmızı bir izle bulaştırdığın bir yara gibi yalnızlığın...
Bilirsin işte...
Boş verilmiş bir yalnızlıktır aslında seninkisi...
Ama boş değil...
bu arada Evren'de çok sever bunu laf aramızda :)))
yalnızlık olgusunda kaybolmak; cidden zor evrelerden bi tanesi.. Zamanla artık hayata koca bi boşluktan bakmaya başlarsın; bu ilerleme evresi.. Umarım en kısa zamanda atlatırsın.. Yalnız geldik yalnız gidioruz ama; yolculuk tek başına zevkli olmayabilir :)
ben yalnızlıktan korkarım ateş :(
korkusu çok büyüktür yalnızlığın... ürkütür. neden hayal kurarız bazen kâbus olsa bile yalnız kalmamak için. kendi kendine konuşur bazen insan. neden? söz ikizini doğurmak için... yalnızlık acıtır. kalabalıklarda yalnız olmak daha da acıtır...
Yazını okuyunca Can Dündar 'ın şiiri geldi. severim ve sık sık hatırlatırım kendime.
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
Çğımız yalnızlık çağı.. Fakat genç kuşakların yazmaları güzel ve sevindirici.Her yazan aynı zamanda okuyor da demektir çünkü..Sevgiler
pusarık : Hoşgeldin
İnsanın dokunduğu yalnızlık duygusunun mikrop gibi yapışıp kaldığı zamanlar o kadar çok ki bünyemizin zayıf düşmesine gerek yok zaten o bizi zayıflatıyor
Sevgilerimle
Kadir: Aynı noktadan bakıyoruz demekki
bende öyle hissediyorum bu iyi bişiymi bilmiyorum ama bunu bilerek yaşamak biraz acı veriyor insana...
Kuşum : Avunuyoruz işte hepsi bu insanın en iyi yaptığı ve bildiği sanat evuntudur ve iyi yapa biliyorsan senden iyisi yoktur
Sevgilerimle
Mayam: Sen yaz hep yaz bende okuyayım .
bu arada kıskanıyorum ben şu Evreni olmaz ki canım bu kadarda :):)
HaYaL MeYaL :Hiç bir yolculuk tek başına çekilmez zaten insan yalnız olduğunun farkına varırsa kalabalıklarınıda kendisi iç denizlerinde oluşturur ..
SEvgilerimle
absalom:Bende karanlıktan korkarım yüksekliği söylemiyorum bile duymak bile yetiyor el ele verir yeneriz olmazsa korkularımızı :):)
İbrahim Ortaç:En acısıda budur zaten onca kalabalığın içinde yalnız olmak ama bir süre sonra insan alışıyor alışıncada ruhunun bir parçası oluyor yalnızlık duygusu
sevgilerimle
Japon balığı :HOŞGELDİN
Bende çok sverim bu şiirini insan herşeye rağmen ucundan kıyısında tutuyor işte hayatın :):)
zapere:HOŞGELDİNİZ
okunuyor olmak elbette güzel okuyan eğer gerçekten birşeyler buluyorsa kendinden işte bu daha da güzel
sevgilerimle
erdem söylemişti bana ilk kez. kalabalık yalnızlıklar yaşıyoruz biz.
efsam:Doğru söylemiş sonuçta ondan daha iyi kimbilir yalnızlık okulu var onun :)
vallaha ateşböcüğü ben mutluyum halimden...
zaten bu bir çelişkimidir bilmem ama yalnızım ama kendimi hiç yalnız hissetmiyorum (:
Yorum Gönder