7 Şubat 2009 Cumartesi


İnzivaya çektim kendimi insanlardan uzakta sakin dingin bir hayata hazırlanıyorum sesten gürültüden kargaşadan uzak iç denizlerime yolculuk ediyorum.Mutsuzluk değil benim yaşadığımın Türkçe de manası durgunluk.Hiç hareketsiz kalmak sağdan soldan gelenden geçenden bir haber iç denizimde aradığım inci mercana ulaşmak.insanın kendini anlatamaması kadar acıklı bir şey yoktur şu hayatta .Kimse yardım edemez bu yolculukta bana tek gidip tek dönmek zorundayım anlatamıyorum yüreğimi kavrayan elin şiddetini .Pencereden bakıyorum dışarıya karşımda sarı bir duvar duvarda bir leke lekenin içinde savaş veriyorum kendimle.hayır hayır acı çekmiyorum tarif de edemiyorum .Etsem de anlamayacaklar bunuda çok iyi biliyorum.demleniyorum zifiri karanlıkta demliyorum kendimi .Şekersiz çay gibi kekremsi bir tat var;ağzımda acı değil ama kekremsi.Üstümdeki kırmızı hırkaya daha sıkı sarılıyorum herkes yaşamıştır hayatında böyle bir an diyip teselli ediyorum kendimi.Kalabalıklar gelip geçiyor iç denizde bir sürü balık alık alık bakıyor.Bu deniz benim iç denizim ve size yer yok diyorum onlara alık alık bakmaya devam ediyorlar analayamadan anlamadan unutuyorlar söylediklerimi 3 saniyede. Sonra yosunlarla karşılaşıyorum az sohbet edip oraya ait olup olmadılları konusunda tekrar düşünüyorum.Daha derinlere indikçe dipte kum tanelerine takılıyor gözlerim ne çabuk yer değiştiriyorlar dalgalarımda kaybolup gidiyorlar başka denizlere . Kocaman kayalar var hemen üzerlerinde işte onlar varlıklarıyla sırtımı dayadığım kayalar uzun uzun saatlerce sohbet ediyorum onlarla bırakmıyorlar gitme diyorlar az daha sohbet edelim anlat bize anlatıyorum anlatıyorum....Gitme zamanı geldiğinde yine gel biz hep burdayız diyorlar.bir sürü şeyle karşılaşıyorum sonra deniz anları mesela yakalayacaklar diye korkuya kapılıyorum uzaklaşıyorum hemen yanlarından deniz atları gözlerime bakamıyorlar kaçırıyorlar gözlerini suçlu gibi , Ahtapotlar dört koldan çevrelemeye çalışıyorlar kurtulmak için yine bir kayanın arkasına saklanıyorum .Sakinleşip yolculuğuma devam ediyorum büyük bir hızla.Kıyıya vardığımda ise kocaman kaya parçalarından oluşmuş adalar karşılıyor beni gülüyorum ve anlıyorum. Bu yolculuk hiç bitmesin istiyorum.....

5 yorum:

Böcek dedi ki...

ben biliyorum bunu..
evet inziva iidr,geceleri yatağında kendini kırbaçlamak gibidir
yastığında "tanrım bu nedir" diye sorgularken kendini

Ateş Böceği dedi ki...

insanın kendiyle ve çevresinde ki herkezle hesaplaşmasıdır. mühüm olan bu hesaplaşmadan az yarayla ve az kayıpla çıkmak :)

Basak dedi ki...

Bence sevin ama doğru davran bu sürece. yani kendini mümkün olabildiğince yargılama olan biten, seni sıkan, acıtan neyse... İzle onları, sanki başka birisiymiş gibi. Kısa zamanda sen sandığın tüm o gürültü, üzüntüler, acılar, kaygılar hepsi zihnin ürünü. Sen içinde zihni de barındıran ama ondan çok daha güçlü ve sınırsız bir varlıksın. Herkes geçiyor aynı yollardan ama az sayıda kişi bunu hanesine artı olarak yazmayı becerip, kendi keşif yolculuğunda yepyeni maceralara kendini çok daha güçlü hissederek atılıyor, bir önceki dersten edindiği yeni becerileri de kendine eklemiş olarak üstelik... Beceremeyense tekrar, tekrar, tekrar yaşıyor aynı kısırdöngüyü

Ateş Böceği dedi ki...

Sanırım öyle kolay atlatılabilir bir süreç değil.Verdiğim mücadelelerin neden boşa çıktığı sorusunun cevaplarının kendimde olduğunu bilmek ve artık başkalarını suçlamak yerine ben ne yapabilirimi sormak daha iyi hissettiriyor..

Basak dedi ki...

Cevap da burada zaten,.